HER ŞEY DUA İLE BAŞLAR

Bir gün çok fakir giyimli bir kadın yüzünde bir hüzünle manava girer.Dükkan sahibine mahcup bir şekilde yaklaşır.
Kocasının çok hasta olduğunu,çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.

DEĞER KAVRAMI

"Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya! taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü varmı diye aranmaya başladı.

KAZANMAK İÇİN

Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu...(Mutlaka okuyun)

Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.”
Herkes sessizce yatar… Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır.
Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…
Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada... Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”

HAYATIN İKİ KANADI



Bir zamanlar kötü geçen bir hasattan sonra şikayet eden bir çiftçi vardı: “Tanrı hava durumunu kontrol etmeme izin verse her şey daha iyi olurdu; çünkü besbelli kendisi çiftçilik hakkında pek bir şey bilmiyor.”
Bu doğrudur! Tanrı bir çiftçi değil ki – nereden bilecek?
Tanrı ona dedi ki: “Bir yıl boyunca havanın kontrolünü sana bırakacağım; ne istersen dile, bu dileğin hemen yerine gelecek.”

GERÇEK ARKADAŞ

Yakın zamanlarda bir dükkân açmış olan bir adam, dükkânının tepesine “Burada Taze Balık Satılır” yazan büyük bir tabela astı. Yanına bir arkadaşı geldi ve dedi ki “Tabelada neden ‘Burada’ yazıyor?” Adam “Burada” kelimesini tabeladan kaldırdı. Sonra başka bir arkadaşı geldi ve dedi ki ‘Satılır!’ Tabii ki satılır. Bağış yapmıyorsun, öyle değil mi?” “Satılır” kelimesi tabeladan kalktı. Üçüncüsü geldi ve dedi ki ‘Taze Balık!’ Taze olmak zorunda. Bayat balığı senden kim alacak? “Taze” kelimesi çıkartıldı. Dükkân sahibi boynunu eğdi.

YENİÇERİ KIYAFETİ


19.yüzyilda Almanya'nin Mülhaym sehrindeki Ren nehrinin bir yakasinda Almanlar, öbür yakasinda da Fransizlar oturuyordu. Fransizlar, her sene nehrin Almanlardaki kismina geçip mahsulün tümünü toplayip götürüyorlardi.
O siralar, birligini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çikaramiyorlardi tabi. Her sene böyle olunca çareyi Osmanli Sultanina durumu yazip, imdat istemekte bulurlar. Mektupta söyle demektedir:
"Fransizlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden aliyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dagitan bir imparatorlugun sultani, Islamiyetin de halifesisiniz. Bizi bu zulümden kurtarin. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkani saglayin."

AKIL VE PARA

Rehin Bırakılan Rolce Royce
New Yorkta bir bankanın önünde duran son model Rolls Royce otomobilden inen adam, hızlı adımlarla bankaya girdi ve önüne cikan ilk gorevliye, bireysel kredi icin başvuruda bulunmak istediğini soyledi. Gorevli onu, musteri temsilcisine goturdu. Adam, cok acele bir is icin Avrupaya gitmek zorunda oldugunu ve bu nedenle bir hafta vadeli bes bin dolar krediye ereksinim duydugunu soyledi. Musteri temsilcisi kisa bir arastirma yaptiktan sonra dondu.
"Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almaniz icin bir engeliniz yok" dedi ve ekledi:

PROBLEM BENDE Mİ ?

Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından yakınıyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış: doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş. "Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK


Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan “Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

İKİ FİNCAN KAHVENİN HİKAYESİ


ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse, ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman; kavanoz ve iki fincan kahveyi hatırlayınız işte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir. ders başladığında; hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır. sonrada kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur. ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söylerler. bunun üzerine; profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl

BARDAĞI BIRAKIN DÜŞSÜN



Profesör elinde içi dolu bir bardak tutarak dersine başladı.herkesin göreceği bir şekilde tutuyordu ve ardından sordu. "bu bardağın ağırlığı sizce ne kadardır?" -50gm!' ... '100gm!' ... '125gm'.. diye öğrenciler yanıtladı.-"bardağı tartmadıkça gerçekten ben de bilemem, " dedi profösör, "ama, benim sorum şu ki :"bu bardağı böyle birkaç dakikalığına tutsaydım ne olurdu?"-'hiçbir şey' diye yanıtladı öğrenciler.-"tamam peki 1 saat boyunca tutsaydım ne olurdu?" diye sordu profesör bu kez.-"kolunuz ağrımaya

İBRETLİK HİKAYE 1


allah dostu mübarek bir zatın hamama gitmesi gerekmektedir, gün boyu çalışmış ve üstü ve başı kir içinde hamamın kapısına gelir hamamcıya şöyle söyler -evladım içeriye girebilirmiyim? ?

hamamcıda şöyle bir cevap verir -amca bugün vezirler gelecek, hamam gün boyu kapalı uzun bir konuşma ve tartışmadan sonra, hamamcı, amcaya şöyle der -içeriye gir ve şu odada banyonu yap, sakına vezirlere görükme der! ! !  vezirler gelir banyolarını yapmaya başlarlar, sarayda dördüncü murat'ın aklına şöyle bir fikir gelirnormal vatandaş gibi giyinir ve hamama gider tabi