Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.
Kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.
Hayata & Mutluluğa dair alıntılar
Hayatıma anlam yüklüyorum. ██████████___| %71 Loading...
KUŞ HATIRALARI
DÜNYAYI DÜZELTMEK İÇİN
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti;
GÜRÜLTÜCÜ ÖĞRENCİLER
Yaşlı bir adam emekli olduktan sonra bir lisenin yanında küçük bir ev aldı. Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirdi ama ders yılı başlayınca huzuru kaçtı.Okulların açıldığı ilk günden başlayarak öğrenciler, dersten çıkar çıkmaz yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmeliyorlar, anlamsız sesler çıkararak bağırıp, çağrıyorlar, dayanılmaz gürültüler yapıyorlardı.
KUYRUK ACISI
Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaratana olan aşkı “yılan bile olsa” yaratılana yansımış ve yılanı vurmaya kıyamamış. Yılan da duygulanmış, dile gelmiş. “Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın,
KAHVE FİNCANI
Bir grup eski öğrenci, emekli hocalarını ziyarete gitmiş. İşlerinden ve sorunlarından söz etmişler. Hoca, iş yaşamında her biri önemli yerlere gelmiş eski öğrencilerine, kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Biraz sonra değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup, kahvelerini oradan almalarını söylemiş.
TUZLU SU
Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştı.Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi.
BİLL GATES
Bill Gates , bir gün lokantaya gider ve kalkarken garsona 2$ bahşiş verir.Garson, Bill Gates'e döner ve şöyle der :-Efendim , dün oğlunuz buraya geldi ve 100 $ bahşiş verdi.Siz 2$ bahşiş veriyorsunuz ?Bill Gates garsona baktı şöyle dedi :
O bir milyarderin oğlu , bense bir çiftçinin oğluyum .
DÜŞÜNDÜRÜCÜ SORULAR
>Neden insanlar gökyüzünde 400 milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, ´yeni boyalı´ yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?
>Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında ´gerçek limon suyu´ kullanılmaktadır?
>Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında ´gerçek limon suyu´ kullanılmaktadır?
EİNSTEİN VE ŞOFÖRÜ
Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş.
Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein’a;
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum”
Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein’a;
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum”
KADERİNDE YAZILI
"Bir gün ölüm adamın karşısına çıktı ve dedi:
- Bugün, senin son günün.
Adam dedi:
- Ama ben hazır değilim.
Ölüm dedi:
- Bugünkü listemde, senin ismin ilk sıradadır.
Adam dedi:
- Peki o zaman… gitmeden önce,gel oturalım beraber bir kahve içelim.
Ölüm dedi:
- Tabi ki.
Adam, ölüme kahve ikram etti.
DÜŞÜNEBİLMEK
Kristof Kolomb, bir akşam vakti, İspanyollar arasında yemek yiyordu. Yemekte bulunan misafirlerden birçoğu, Kolomb’un şöhretini küçümsüyorlardı.
Yemek arasında söz Amerika’nın keşfinden açılınca, içlerinden biri, yüksek sesle:
“Oraları keşfetmek zor bir iş değil” dedi.
Yemek arasında söz Amerika’nın keşfinden açılınca, içlerinden biri, yüksek sesle:
“Oraları keşfetmek zor bir iş değil” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)